Güzel bir tatilin birinci kuralı doğru zamanda doğru yerde olmak. Kefken için de bu kural geçerli, yazın İstanbul ve diğer çevre illerden gelenler tarafından resmen istila edilir. Kerpe ve Cebeci’nin arasında kaldığı için buralardaki yoğunluk da Kefken’in trafiğini arttırır.

Kefken kesinlikle görülmeye değer bir yer, gerçekten mükemmel bir doğası var. Ancak yaz aylarında gelirseniz göreceğiniz manzara; atlet, pijama ve mangal dumanı olur. :) Bu nedenle kesinlikle bahar aylarında gitmenizde fayda var.

Karadeniz dalgası ve akıntıları çok korkutsa da Kefken’de korunaklı koyları bilirseniz durağan sularda yüzme keyfini yaşayabilirsiniz. Tamamen kum olan plajları da, kayalık olan koyları da var. Elbette biz sizin için en güzellerini belirledik.

Cebeci Plajı

Kefken merkezine yaklaşık 3-4 km mesafede bulunan Cebeci Plajı, Kocaeli iline bağlı olan 4 adet mavi bayraklı plajdan bir tanesi. Plaj tamamen kum ve denizi genellikle temiz olur. En kötü yanlarından bir tanesi, rüzgarlı günlerde çok fazla dalgalı olması. Oldukça geniş bir plaj olmasına rağmen yaz aylarında adım atacak yer bulmak mümkün olmaz. Çünkü Kocaeli belediyesi tarafından işletiliyor, dolayısıyla da bütçe dostu; ee haliyle de tercih ediliyor. Cebeci Plajı giriş ücreti yok, şezlong kiralamak isterseniz 10 TL ve otopark 10 TL. Duş, tuvalet ve soyunma kabini gibi imkanları da var, gayet düzenli bir yer. Tabii insanlar düzeni bozmazsa :)

Kumcağız Halk Plajı

Cebeci Plajı’nda olduğu gibi Kumcağız Halk Plajı’nı da Kocaeli belediyesi işletiyor. Tam olarak Kefken ile Kerpe arasında kalan oldukça korunaklı bir koy. Deniz sığ ve dalgasız. Bu arada adından da anlaşılacağı gibi plajın en önemli özelliği incecik olan kumu. Çevresinde tüm ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz marketler ve büfeler var.

Kapri Koyu

Denize girmek için güzel olup olmadığı tartışılır, hatta Kefken’de denize girilecek çok daha güzel yerler olduğuna emin olabilirsiniz. Kayalıklar arasında kalan küçük bir koy, o yüzden bize göre Kapri Koyu’nun en büyük olayı manzarası. Herhangi bir işletme yok, kamp yapmak ve ateş yakmak da yasak. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi çok fazla mangal yakan oluyor. Google haritalarında Kapri Koyu diye aradığınızda deniz kıyısında olmayan, köy içinde bir yer çıkacak; ona güvenmeyin. Kapri Koyu tam olarak bizim haritada işaretlediğimiz yerde, bize güvenin.

Midye Koyu

Kapri Koyu’nun hemen yanında ve çok bilinmeyen küçük bir koy. Adını midye kabuklarından oluşan kumsalından almış. Güzel vakit geçirebileceğiniz tenha bir yer, tenha olmasının en önemli sebebi yol tam olarak denizin olduğu yere kadar gitmiyor. Aracınızı geride bırakıp biraz yürümelisiniz, ee bizim insanımız da yürümeyi pek sevmediği için burası biraz daha sakin oluyor.

Kovanağzı Koyu

Kefken merkezinden yürüyerek yaklaşık 15 dakikada ulaşabileceğiniz Kovanağzı Koyu’nun bir bölümü Askeri Kamp alanında kalıyor, diğer kısımları ise Halk Plajı olarak hizmet veriyor ama küçük bir alan kalmış. Askeri Kamp’a girme imkanınız varsa tercih edebilirsiniz. Tabii bizim ailede asker olmadığı için giremedik ama dışarıdan baya güzel gözüküyordu. Artık siz de giderseniz yorum olarak yazarsanız, biz de öğrenmiş oluruz. :)

Yeşil Koy

Kumsal sizin için olmazsa olmaz değilse kayalıklara uzanıp güneşlenmenin tadını en iyi ben bilirim diyorsanız Yeşil Koy’u beğenme ihtimaliniz çok yüksek. Manzarası çok güzel; bir tarafınızda Pembe Kayalar, diğer tarafınızda Kovanağzı Koyu kalır. Kerpe’ye çok yakın olmasına rağmen kayalık olması ve işletme olmaması sebebiyle en tenha yerlerinden. Yine de yaz aylarında dikkatli olmakta fayda var. Çünkü yolu toprak, öyle çok bozuk diyemeyiz. Binek araçla rahat inebilirsiniz ama asıl mesele çıkmak. Çünkü yoğun dönemde herkes bulduğu boşluğa arabasını park ettiği için geri geri çıkmak zorunda kalabilirsiniz.

Aslına bakarsanız Kefken çok küçük bir yer, dolayısıyla çok fazla gezilecek yer de yok; en büyük olayı denizi, doğası ve kayalıkları. Kısacası gezilecek yerler daha çok güzel manzaraya sahip yerler.

Kefken Adası

Cebeci Plajı’nın tam karşısında bulunan Kefken Adası kıyıya çok yakın, yaklaşık 800 metre. Cebeci sahilinden kalkan küçük teknelerle 5-10 dakikada rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Karadeniz’de yerleşime uygun olan iki adadan bir tanesiymiş. Cenevizliler’den kalma surlar ve su kuyuları, aynı zamanda da Roma döneminden kalma mimari kalıntıları ile tarihinin çok eskilere dayandığını söyleyebiliriz. Ancak Kefken Adası turizme açık değil ve adaya çıkmak yasak, teknelerle yalnızca küçük koylarına çıkabilirsiniz.

Pembe Kayalar

İlk duyan herkes gibi pembe kaya mı olur diye düşünmüş olabilirsiniz, en azından biz düşünmüştük. Ancak Pembe Kayalar ismi gerçeği yansıtıyor, zaten burasını meşhur yapan da bu kayalıklar. Tarihe baktığımızda; buraya gelenler yapı malzemesi olarak kullanacakları bu taşları çıkartmak için geliyormuş. İstanbul’da pek çok yapıda buradan çıkartılan pembe kayalar kullanılmış, hatta Rumeli Hisarı ve Sultan Ahmet Camii’nin inşaatında da bu kayaların kullanıldığı söylenir. Tabii bugün öyle birşey yok, taş almaya gelen gemiler yerine görecekleriniz; yüzmeye gelen aileler, zıpkın ya da oltayla avlanmaya gelen balıkçılar, fotoğraf çektirmeye gelen gelin ve damatlar, çadır kuran kampçılar, dalış yapmak ya da derin suda yüzmek isteyen cengaverler, ortalığı duman altı yapan mangalcılar ve içmeye gelen gençler olur. Saydığım bu gruplara ve söylemeyi unuttuğum diğer tüm gruplara büyük bir teşekkür etmeden geçmeyelim, evet Pembe Kayaları çöp içinde bıraktığınız için teşekkürler! Elbette istisnalar vardır ve eminiz siz de o istisnalar arasındasınız. O yüzden size bir tavsiyemiz var; o da akşam gitmeniz, güneşin batışını izlemeye gelenler ve kampçılar olur. Bu arada gittik kayalar pembe değildi falan demeyin diye söylüyoruz; önce çöpleri kaldırmanız gerekiyor ancak o zaman kayaların rengini görebiliyorsunuz. :) Böyle de ağlanacak halimize gülüyoruz.

Kefken Limanı

Aslında burada çok gezilip görülecek birşey yok, küçük bir liman. Zaten Kefken’in merkezinde yer alıyor o yüzden muhakkak yolunuz düşecektir.

Doğruya doğru Kefken konaklama alternatiflerinin hepsini barındırıyor olsa da bizim kalmak isteyeceğimiz bir yer maalesef yok. Kefken otel fiyatları çok yüksek, yani verdiğiniz paraya karşılık aldığınız hizmet çok düşük kalıyor. Merkezde Kefken Liman Otel var, diğer oteller Kumcağız’a doğru ama önerebileceğimiz ve gidebilirsiniz diyeceğimiz bir yer yok. Kefken apart otel ya da pansiyon seçeneklerine bakarsak durum daha da kötü, o yüzden burada konaklamayın. Bu şekilde kötülüyor durumuna düşmek hoşumuza gitmiyor; mutlaka işletmecilerin de sezonun kısa olması gibi kendilerine göre sebepleri vardır. Ne yapalım biz de sizi uyarmak zorundayız.

Haritadan baktığınız zaman bir çok kamp alanı görüp seviniyorsunuz ama detayına baktığınızda görüyorsunuz ki Belediyeler’in ya da Askeriye’nin kamp alanlarıymış. Özel işletme olarak yalnızca Kovanağzı Camping var. Fena değil, en azından otellere ve pansiyonlara kıyasla iyi bir yer. Biraz fazla mangal dumanı olur ama Kefken’in neresinde mangal dumanı yok ki. :)

Oteller için söylediğimiz her şey Kefken Restoranları için de geçerli, maalesef önerilecek güzel bir restoran yok. Aç kalmamanız için;

Reis Balık Lokantası

Nasıl olur da bir Karadeniz kasabasında bu kadar az balıkçı olur, biz çok şaşırmıştık. Sayıları gerçekten çok az ve çoğu gidilebilecek yerler değil. Yanlış anlaşılmasın beklentimiz yüksek değil, tek istediğimiz taze balıkların güzel pişirilmesi o kadar. Neyse ki Resi Balık Lokantası, tam aradığımız gibiydi; küçük bir aile işletmesi, kendi tuttukları balıkları taze taze pişiriyorlar. Kalabalık olursa servisin yavaş olacağını ve fiyatların İstanbul fiyatlarına yakın olduğunu da hesaba katın deriz. İlle de balık yiyelim diyorsanız başka alternatifiniz de yok maalesef.

Kasap Ümit

Aslında Kasap Ümit, Kefken merkezine 3 km mesafede olan Cebeci’de. Kefken’de yemek yiyecek yer bulamayınca mecburen çevreye yönelmek zorunda kalıyorsunuz. Kasap Ümit’te ızgara çeşitleri var, eti güzel ama beklentiyi yüksek tutmamakta fayda var. Amaç karın doyurmak olursa sorun yok fakat güzel bir yemek yiyelim diye giderseniz tam olarak aradığınız bulamazsınız.

Biz karar verirken çok zorlanmamıştık zaten Kerpe’de konaklama seçenekleri daha iyi olduğu için direkt Kerpe’yi seçtik. Gidince gördük ki doğru bir karar vermişiz, size de aynısını öneririz, Kerpe’de kalın. İkisi birbirine çok yakın, istediğiniz zaman Kefken’e gidersiniz. Gitmeden Kerpe yazımızı okumayı unutmayın.

Kocaeli’nin sahilleri ile ünlü olan Kandıra ilçesine bağlı küçük bir kasaba olan Kefken, Kerpe ile Cebeci arasında kalıyor. Kocaeli il merkezine 65 km, İstanbul’a ise 170 km uzaklıkta yer alıyor.

İzmit’ten otobüs ile gelebileceğiniz bir yer olsa da bizim önerimiz kesinlikle kendi aracınızla gelmeniz. Neden derseniz çevresindeki koylara, özellikle de daha sakin bölgelere yürüyerek gitmeniz çok zor. İstanbul’dan giderken TEM otoyolunda İzmit’e yaklaştığınızda Kandıra tabelasını göreceksiniz. Bu sapaktan dönüp yaklaşık 40 km gittikten sonra, Kefken tabelaları karşınıza çıkacak. Kandıra ile Kefken arası yaklaşık 20-25 dakikalık bir yol, tabii gittiğiniz dönemdeki trafik yoğunluğu da bu süreyi çok etkiliyor.