Başlık belki de size çok iddialı gelmiş olabilir ancak İstanbul’da yaşayan biri olarak haftasonu kolaylıkla gidebileceğiniz, gitmişken de ormanında saatlerce yürüyüp oksijenden başınızın dönebileceği – umarım bu hiç bozulmaz – bu güzel bölgemiz İğneada, hem Karadeniz hırçınlığı taşıyan deniziyle hem de Longoz ormanı ve eşsiz gölleriyle bizi kucakladı. Şimdi; İğneada’da gezilecek yerler, Longoz Ormanları’nda atv turu, Mert Gölü’nde kano turları ve İğneada kamp alanları ile ilgili detayları bulabileceğiniz, İğneada’ya doğru hızlı bir keşfe başlayalım..


İğneada’ya Ne Zaman Gidilir?

İğneada, bence her mevsimde gezmek ve kafa dinleyip doğa ile başbaşa kalmak için uygun bir yer. O nedenle ne zaman gidilir sorusunun cevabı bende 12 ay. İster kışın gidin; Longoz ormanlarında yürüyüp üstüne bir de atv turu yapın, ki biz bunu yaptık ve çok eğlendik; isterseniz yazın gelin, denizin tadını çıkarın. Ama şunu söylemek lazım ki yazın, özellikle de hafta sonları günübirlik ziyaretçi sayısının fazla olması nedeniyle İğneada oldukça kalabalık oluyor. Zaten küçük bir köy meydanı, sınırlı sayıda restaurantı var. Kafa dinlemek isteyenler için yaz mevsimi uygun değil.

İğneada Longoz Turu

İğneada’da Nerede Kalınır?

Bizim yolumuz İğneada’ya Nisan sonunda düşmüştü. Hava ne tam ısınmıştı ne de çok soğuktu. Havuz, deniz gibi bir isteğimiz de olmadığı için İğneada Parlak Resort bizim ihtiyacımızı şahane karşılamıştı. Meydana çok yakın, temiz, uygun fiyatlı ve sunduğu güzel ve leziz kahvaltı ile bizi oldukça şaşırtmıştı.

İğneada’da Ne Yapılır?

Buraya kadar gelmişken yapmanızı kesinlikle önereceğim iki şey Longoz ormanlarında bir tur ve Mert Gölü’nde kano yapmanızdır. Longoz ormanlarında bir rehber ile gezmenizi öneririm, en güzel tur rotasını onlar biliyorlar. Biz kendi gezimizde kaldığımız oteldeki görevli eşliğinde kişi başı 20 TL olan tur ücretiyle geziye çıkmıştık ve rotamız çok güzeldi. Bu tur yaklaşık 3 saat sürmüştü. Longoz Ormanları o kadar güzel ki devrilen birbirine yaslanan ağaçları görüyorsunuz. Bu ormanda asla ağaç kesilmiyor. Arabayla belli bir yere kadar gidebiliyorsunuz bir de. Sonrasında batma riskiniz var. O nedenle yavaş ama emin adımlarla ormanın içinde ilerleyin.

İğneada Longoz

Longoz ormanları turu sonrasında yağan yağmuru fırsat bilip bu sefer de İğneada Resort & Spa‘dan yaptığımız rezervasyonla atv turuna çıktık. Atv için otelden bir görevliyle üniformaları giyip çıkıyorsunuz. O yönde rehber olarak sizi koruyor, kolluyor. Batınca çıkartıyor. :) Şansımıza tek biz vardık. Rehber de sağolsun azıcık hızlı gitmemize de izin verdi. Özetle bu atvler Kartepe’de binilen rintintin gibi giden atvlerden değil. Hızlanabiliyorsunuz. 2 kişi tek atvye 1 saat için 180 TL’ye binmiştik. Hiçbir dakikasından pişman değiliz, çok eğlendik. :) Çamurlara girdik, çıktık; resmen battık. Atv’ye binme niyetiyle geliyorsanız ayakkabınıza kadar yedekli gelin. Biz odaya dönünce çamurları temizlemek için bayağı bir uğraşmıştık. :)

İğneada Longoz ATV
İğneada atv

Ertesi gün yine İğneada Resort & Spa‘dan yaptığımız rezervasyon ile Mert Gölü’nde kano yaptık. İğneada kano turu için hem hava durumu önemli hem de pelikan sürüsünün orada olup olmadığı. Onların düzenini bozmamak ve rahatsız etmemek için izin verilmiyor bazen. Kano turu için nasılsa buluruz diye son ana bırakmayın. Gruplar geldiğinde sizi en sona atabilirler. Bizimle birlikte bir öğrenci grubu da kano yapıyordu, nasılsa buluruz diye gelenler saatlerce beklemişti. Tedbirli olmakta fayda var. :) Kano turunda herhangi bir saat sınırı yoktu ve 30 TL’ye turu tamamlamıştık.

Mert Gölü Kano

İğneada’da Denize Girilir mi?

Söz konusu Karadeniz olunca insan bu soruyu sormadan edemiyor. Ancak net bir cevap vermek gerekirse; sığ denizi sayesinde İğneada’da güvenle denize girelebiliyor. Hatta çok da keyifli oluyor. Tabii bu her gün için geçerli değil bazı günlerde Karadeniz hırçın yüzünü gösteriyor ve bırakın denize girmeyi ayağınızı bile sokmaya korkuyorsunuz.

Mert Gölü’nün deniz ile birleştiği yerden başlayıp 15 km boyunca uzanan Longos Kumsalı İğneada’da denize girilecek en iyi yerlerin başında geliyor. Beğendik Köyü Plajı ve Liman Ardı Plajı‘da tercih edebileceğiniz diğer İğneada plajlarından.

İğneada’da Gezilecek Yerler

1- Beğendik Köyü

Aslına bakarsanız köyün tek özelliği Bulgaristan sınırında olması, bunun dışında görülecek bir şey yok. Denize girecekseniz plajı geniş, bunun dışında bir teneke tavuk ile bilinen Sabri usta’nın yeri var.

2- Limanköy

Termosunuza çayınızı alıp gitmelik bir yer olan Fransız Deniz Feneri bu köyde bulunuyor. Genelde çok kalabalık olmaz rahatla oturup manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.

3- Dupnisa Mağarası

İğneada’ya yaklaşık 50 km olması sebebiyle ya giderken ya da dönüşte Dupnisa Mağarası’na uğramayı düşünebilirsiniz. Sarkıt ve dikitler görebileceğiniz mağara oldukça uzun ve serin, yanınızda muhakkak hırka alın ve ayakkabınız yürümeye uygun olsun. İniş kolay geliyor ama çıkışta küçük bir pişmanlık yaşayabiliyorsunuz. :) Bir de yolu biraz bozuk ama her şeye rağmen Dupnisa Mağarası kesinlikle görülmeye değer bir yer.

İğneada’da Ne Yenir?

İğneada’da ne yenir sorusuna öyle heyecanla vereceğimiz bir cevap yok, hatta yemek yenecek yerler oldukça sınırlı diyebiliriz. Biz daha çok İğneada’da aç kalmamak için nerede yemek yenir üzerinden gidelim. :) Sahile doğru olan meydanda Dobrodosli Rumeli Köftecisi‘ne gitmiştik, İğneada’nın en meşhur restoranı diyebiliriz. Ancak köftesi yağlıydı, ortaya getirdikleri salataya da zeytinyağı değil ayçiçek yağı döküyorlardı. Bizim için kritik noktalardan biri. :( Ecem tavuk yemişti ancak o da soslu ve yağlıydı. Ama meydanda bulunan en işlek İğneada restoranlarından birisi bu. Bizimki şanssızlık oldu herhalde..

Akşam ise balık yeme hedefiyle balıkçı iskelesinin yukarısında yer alan Liman Restaurant‘a gittik. Kalamarı çok tazeydi, salatası ve balığı da güzeldi. Buraya arabayla gitmenizi öneririz. Yolu akşam saatinde yürümeye elverişli değil. Eğer rezervasyonunuz yoksa cam kenarına oturmanız zor olabilir ancak mekan geniş. Bir duble rakı, bir kadeh şarap, kalamar ve bir levrek için 150 TL civarında hesap ödemiştik. Öyle çok güzel bir yemekti diyemiyoruz ama İğneada’da yemek yenecek yerler arasında en iyi seçeneklerden biri olduğunu söyleyebiliriz.

İğneada Kamp Alanları

Longoz Ormanları’nın tertemiz havası sayesinde İğneada Kamp için harika bir yer. Bu nedenle de isteklerinize uygun bir yeri rahatlıkla bulabiliyorsunuz. Ücretsiz kamp yapacak doğal yerler ararsanız plaja yakın ya da ormanın içinde gayet uygun yerler var. Tesis olsun derseniz ücretli ve elektrik/su gibi hizmetlerin bulunduğu ücretli kamp alanları da oldukça fazla. Hatta ben rahatıma düşkünüm diyenler için de son yıllarda açılan Glamping Oteller bile var.

Biz İğneada’ya ilk geldiğimizde otelde konaklamıştık ama Longoz Ormanları’nı gördükten sonra hep oralarda kamp yapmanın hayalini kurduk. Yıllar sonra çadır alıp kamp yapmaya karar verdiğimizde de rotamız İğneada oldu ve ilk kampımızı İğneada’da yaptık.

Denize yakın yer arıyorsanız Çapulcu Mehmet Dede’nin Yeri tercih edilebilir. Ancak tesisin biraz bakıma ihtiyacı var ve temizlik konusunda çok iyi olduğunu söyleyemeyiz. Eğer denizle işiniz yoksa SisliVadi İğneada, içindeki küçük göleti ve ağaçların arasındaki konumuyla tercih edebileceğiniz bir kamp alanı. Önerimizin sebebi SisliVadi’nin çok iyi bir kamp alanı olması değil, ülkemizde standartların çok düşük olması. Aslında baktığınızda ormanın içinde, ortasında küçük bir gölet olan ve çevresine tek tük bungalovların yapıldığı bir alan diyebileceğimiz bir yer, yani kamp alanı denecek özelliklere sahip değil. Çadırlar için gölge alan yok ve zemin çoğu yerde uygun değil. Karavan kampı olarak daha da kötü, hatta işletmenin karavan kampı ile ilgili tek bildiği şey farklı ücret almak. Evet karavanla ya da araç üstü çadırla geldiğinizde çadır fiyatının çok üstünde bir ücret alınıyor ama verilen farklı bir hizmet yok. Ne elektrik panosu, ne temiz su alabileceğiniz bir çeşme, ne siyah su gideri, ne de gri su dökme alanı; kısacası hiç bir şey yok. Bu arada hayatımızın en kötü kampını da burada geçirdiğimizi söyleyelim. Bir kampımızda 3 gece kalma düşüncesiyle gitmiştik ve 30-40 kişilik bir grup almışlardı. Bu grup bildiğiniz hoparlör getirmişti ve sabah 9 gibi başlayıp gece 4’e kadar bangır bangır müzik çaldı. İşletmeci de ne şiş yansın ne kebap modundaydı, bu arkadaşları susturmadı. Biz de İğneada’ya kamp yapıp dinlenmek için gelmişken 2. gün eve gidelim de biraz kafa dinleyelim diyerek kaçtık.

SisliVadi’yi böyle anlatmıştık ve yıllar sonra acı bir olayla tekrar karşımıza çıktı. 2023 yılının eylül ayında yanındaki derenin taşması sonucu 6 kişi hayatını kaybetti. Söylenecek çok fazla söz var ama şu an hepsi boş o yüzden bu notu buraya yorumsuz ekleyip bırakıyoruz. O gun kamp alanından mutsuz ayrılmıştık, yine de ne kadar şanslıymışız.. hala hayattayız.

İğneada Glamping Tesisleri‘ne gelecek olursak, Longosphere son yıllarda adından oldukça fazla söz ettiriyor. Biz daha çok kendi çadırımızda kamp yaptığımız için Longosphere’e gitmedik ama doğa ile lüksü birleştiren bir tesis olduğunu söyleyebiliriz.

Genel olarak İğneada kamp alanları için şunu söyleyebilir ki; böyle bir doğal güzelliğe yakışan kamp alanı kesinlikle yok. İğneada Türkiye’nin her yerinden hatta başka ülklerden bile insanların kamp yapmaya gelebileceği bir potansiyele sahipken bunu kullanamıyor. Maalesef sadece İstanbul ve yakın illerden kampçıların geldiği bir yer olarak kalmış.

Yukarıda detaylı olarak anlattık ama yine de İğneada’ya gidip pişman olmamanız için son olarak ayrıca uyarmak istiyoruz. Doğa’da olmayı sevmiyorsanız İğneada’ya gitmeyin ya da giderseniz de en azından sizi dinleyip gittik pişman olduk demeyin. :) Çünkü İğneada’ya gidip; çok yağmur yağdı sırılsıklam olduk, çamurdan longoz ormanlarına giremedik, arabamız çamura battı rezil olduk, çadırımıza domuz sürüsü geldi, rüzgarlıydı üşüdük gibi sebeplerle pişman olan sayısı çok fazla. Bunların hepsi doğanın getirdiği şeyler, o nedenle doğada olmayı seviyorsanız İğneada‘ya gidin diyoruz.

İğneada ATV Turu
İğneada ATV Turu
İğneada ATV
Longoz Ormanları
Longoz Turu
Longoz
Longoz Ormanları