10 yaşında bir çocuk Küba’yı merak eder mi? Ben gerçekten o yaşlarda Küba’yı merak edip, görmek istiyordum. Benim merakım daha çok Küba’da yaşam ve hayat şartları üzerineydi. Küba genellikle yönetim şeklinden dolayı çok merak ediliyor ancak dediğim gibi benim asıl ilgilendiğim Küba yaşantısı ve Küba ekonomisi gibi şeylerdi. Bildiğiniz gibi Fidel Castro ve Küba devrimi ile ilgili çok fazla kaynak var, tabii bir de Che Guavera hakkında kaynak sıkıntısı yaşamıyorsunuz. Ancak Küba’da hayat nasıldır diye araştırdığınızda düzgün bir kaynak maalesef yok. Ben de Küba’yı ilk merak ettiğim zamandan yaklaşık 20 yıl sonra görebildim, arada geçen bu 20 yılda da Küba hakkında çok şey araştırıp bir çok kaynaktan Küba’yı öğrenmeye çalıştım. Kitaplar okudum, belgeseller izledim ama Küba’ya gittiğimde bambaşka bir ülke ile karşılaştım. Okuduklarımla ve izlediklerimle hiç bir alakası yoktu. Benim gibi pek çok kişinin de Küba’da yaşam nasıl, Küba ekonomisi ne durumda ve bunun gibi konuları merak ettiğini biliyorum; o yüzden bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Che

Öncelikle şuna cevap verelim neden Küba’da yaşam ile ilgili yeterli kaynak yok. Aslında kaynak var da bunların çoğu siyasi olduğu için doğru bilgi vermiyorlar. Ya Küba çok iyi; hayat çok rahat ya da çok fakirler; hiç bir şeyleri yok şeklinde anlatılıyor. Emin olun her ikisi de yanlış. En çok sorulan iki soruya cevap vererek başlayalım;

  1. Küba zengin mi? Hayır!
  2. Küba fakir mi? Hayır!

“Haydaa çattık he… Dalga mı geçiyorsun arkadaşım?” demeden önce bi’ dinleyin!

Neyse konuya dönelim, zenginlik ya da fakirlik nedir? Hayır felsefe yapmıyoruz. Eğer zenginlik huzurlu olmak ve gelecek kaygısı yaşamamaksa Küba dünyanın en zengin ülkesi. Ancak sizin için zenginlik cebinizdeki iphone ya da altınızdaki arabanın markasıysa; işten kovulma korkusuyla yaşamanın, insanlık dışı sürelerde köle gibi çalışmanın, çocuğunuzun okul masrafı ve hastane masrafları gibi masrafların içinde boğulmanın, emekli olunca rahat edeyim diye para biriktirmeye çalışırken bütün bir ömrü tüketmenin bir önemi yoksa Küba çok fakir bir ülke.

Küba Gece Hayatı

Küba’da Yaşam: Küba Şartları

İnsanların hayatını Küba zengin mi? ya da Küba fakir mi? diye sorarak anlamanız gerçekten çok zor, çünkü dediğim gibi bu sorunun cevabı kişiye göre değişiyor. Dolayısıyla orada yaşayanların ne düşündüğüne bakmak gerekiyor. Küba’da yaşayan neredeyse herkes ülkesini seviyor, komünizmi desteklemeyen kişiler bile imkanları olsa da başka bir ülkede yaşamak istemeyeceklerini söylüyor. Küba’da herkes mutlu mu derseniz tabii ki hayır, ülkeyi terketmek isteyenler de oluyor, hatta kaçak yollarla ABD’ye geçmeye çalışanlar ve başarılı olanlar da var. Havana gibi turizmin yoğun olduğu şehirlerde yaşayanların çoğunluğu komünist rejime karşı ve açık bir şekilde emperyalizm iyidir diyorlar. Bunun en büyük sebebi elbette turistler. Şöyle düşünün buraya dünyanın pek çok ülkesinden insan gidiyor ve bu insanların en büyük ortak yanı kendi ülkelerindeki şanslı kesimin içinde yer almaları. Biraz da davulun sesi uzaktan hoş geliyor. Yıllarca çalışıp para biriktirerek hatta üstüne kredi çekip tatil parasını denkleştiren, 24 ay taksitle aldığı iphone ile fotoğraf çekerek gezen, Küba’ya bir daha gelemeyiz boşver gitsin diyerek tatilde kredi kartından yaptığı harcamaları 12 ay boyunca ödemeye çalışacak, hatta ödeyemeyip bankalarla icralık olacak ve tatil parası kadar da üstüne faiz ödeyecek bir insanı düşünün; Küba’da yaşayan biri dışarıdan bu turiste baktığında bunların hiç birini göremiyor ve ne kadar şanslı diye düşünüyor. Elindeki telefona ya da ayağındaki ayakkabıya özeniyor. Bir de bakın unutmayın; Küba’ya turist olarak giden bu kişiler kendi ülkesindeki şanslı kesimde yer alıyor, şanssız kesimi yani Küba’ya gitme ihtimali olmayan kesimi hiç görmüyorlar. Açlıktan ölen insanlardan, parası olmadığı için ilaç alamayan, cebindeki 20 lira için öldürülen insanların varlığından habersizler. Turizmin yoğun olmadığı şehirlerde yaşayanlar ise hallerinden memnunlar. Çünkü belli bir hayat standartları var, gelecek kaygıları yok ve hayatın tadını çıkartmaya bakıyorlar.

Küba'da Yaşam

Küba yaşantısını incelersek insanların her şeyi yeteri kadar var, yokluk içinde değiller. Devlet herkesin temel ihtiyaçlarını ücretsiz olarak karşılıyor, burada sorun ihtiyacın ne olduğuna doğru karar verilip verilmediği. Örneğin, Türkiye’de 250 gr kıyma alamayan insanlar da var; bir oturuşta 500 gr steak yiyenler de var. Devlet şu an dese ki herkese ayda 1 kg et veriyorum, daha önceden yiyemeyen mutlu olacak diğerine ise az gelecektir. Çünkü sadece 500 gr. steak yiyen kişi ayda belki 4-5 kilo et yiyordur. Onun et ihtiyacını devlet karşılasa diğer insanlarda artma olurken ondan belki de azalma olacaktır. Küba’da yaşayan insanın ise böyle bir kriteri yok. Çünkü yıllardır devlet veriyor, kendileri bildi bileli bu ihtiyaçlarını devlet karşılıyor.

Aşağıda gördüğünüz heykel, devrimden bu zamana kadar Küba’da yaşamış olan tek evsiz. Devrimin ardından devlet tüm herkese ev vermiş ve halkın barınma ihtiyacını devlet karşılamakla sorumlu. Heykeldeki yani Küba’nın yaşamış tek evsizi, kendisi böyle olmasını istediği için evsiz yaşamış. Şöyle desek daha doğru; devlet bu kişiye özel izinle evsiz olma hakkı tanımış. Cümlenin ilginçliği konunun da ilginç olmasından kaynaklanıyor :) ‘özel izinle evsiz olma hakkının tanınması’ bile kendi başına anlaşılması güç bir durum. Bu kişi evsiz olarak yaşamış ve ölümünden sonra da Küba’da ev yardımının sembolü sayılabilecek heykeli yapılmış.

Küba Evsiz

Küba Ekonomisi: Asgari Ücret ve İşsizlik Oranı

Küba’dan döndükten sonra duyduğum en ilginç soru Küba’da para kullanılıyor mu? sorusu oldu. Devlet yardımlarını duyanlarda sanki Küba’da hayat bedava gibi bir düşünce oluşmuş durumda. Tamam devlet evinizi veriyor, temel ihtiyaçlarınızı karşılıyor, ancak fazlası için de para kullanmanız gerekiyor. Yine de para az kullanılıyor, o yüzden Küba ekonomisi için dar bir ekonomi desek yanlış olmaz. Çünkü Küba’da eğitim ve sağlık bedava; konser, tiyatro ve benzeri etkinlikler de ücretsiz. Elektrik ve su belli bir miktara kadar ücretsiz, fazlası için çok düşük bir ücret alınıyor.

Asgari ücret 30 dolar, tabii bu ortalama rakam ancak Küba’da asgari ücrette eşitlik söz konusu; Küba’da doktor maaşı 40 dolar, yani doktor da olsanız işçi de olsanız kazanacağınız para çok değişmiyor. Asgari ücret ilk bakışta çok düşük gözüküyor ama Küba yaşam şartları düşünülürse bu parayla çok fazla şey yapılabiliyor. Zaten pek çok ihtiyaç devlet tarafından karşılandığı için insanlara yetiyor, bir nevi devletin verdiği bir harçlık. Küba ekonomisini şöyle düşünebilirsiniz; ailenizle kalıyorsunuz, kira yok, yemek masrafı sıfır, elektrik, su, doğalgaz faturasını siz ödemiyorsunuz, üstüne bir de harçlık alıyorsunuz. Bu durumda asgari ücret az gelmiyor. İnsanların en çok takıldığı nokta bu eşitlik konusu; bir işçi ile doktor nasıl eşit maaş alabilir? Ben de Küba’ya gitmeden bunu anlamakta zorlanıyordum. Şimdi ülkemizde doktor olmak için dershaneler, özel okullar vs bir dünya para harcıyorsunuz, üstüne de yıllarınızı veriyorsunuz elbette bu harcamaları yapmayıp yıllarını vermeyen birisiyle aynı maaşı almak istemezsiniz. Ancak Küba’da hayat çok farklı başlıyor ve farklı da devam ediyor. Küba’da doğan her çocuk için ilk bin gün diye bir program vardır, hamileliğin başlangıcından çocuğun 2 yaşını bitirmesine kadar geçen süredir bu bin günlük dönem. Bu sürede ailenin doğuma hazır hale gelmesi, anne ve çocuğun sağlık kontrolleri ve aşılarından psikoljik desteğe kadar her şey ücretsiz olarak verilir. Anne ve baba çocuk büyütme konusunda eğitilir. Konunun asgari ücretle alakası ne diye düşünebilirsiniz ama eşitlik insanlar doğmadan önce başlamıştır. Bu yüzden asgari ücretle çok ilgisi var. Bu eşitlik her zaman devam eder; aynı gıda yardımı, aynı eğitim ve tamamen aynı şartlarda farklı meslek kollarında insanlar yetişir. Öğrencilik yıllarınızda ilgi alanlarına doğru yönlendirilerek o yönde eğitim alan kişiler uygun işleri yapar. Bu durumda doktor ya da vasıfsız bir işçi olmanın bir önemi kalmıyor. Herkese devlet bakıyor ve yetiştiriyor, sonra da çalıştırıyor. Nasıl ki doğumundan beri eşit davrandıysa maaşını da eşit tutuyor. Dediğim gibi Küba’yı görmeden ben de doktorların daha çok maaşı hakettiğini düşünüyordum ama gidince farkettim ki aslında doktorluğu kıymetli yapan o seviyeye ulaşmanın zorluğu. Küba’da ise bu zorluk yok. O nedenle doktorların daha yüksek maaş almasına da gerek yok. Doktorluk çok daha zor bir meslek, herkes yapamaz, o yüzden maaşı yüksek olmalı diyebilirsiniz ancak kabul etmek gerekir ki bir doktor da su tesisatçısının yaptığı işi yapamaz. Kısacası ödenen asgari ücret verilen emek için ödeniyor, verilen emek de meslek ne olursa olsun günde 6 saat mesai, daha fazlası değil. Zaten işletmeler de devletin ve kazanılan para maaş olarak değil de tüm halka eşit olarak dağıtılıyor. Örneğin puro fabrikasında çalışan işçi az maaş alıyor. Asıl parayı da devlet kazanmış oluyor. Ancak hastaneler tamamen ücretsiz yani hastaneden kar etmesi beklenmiyor. Doktor maaşı ve hastanedeki diğer masrafları devlet karşılıyor. Yani puro fabrikası ve diğer işletmelerden kazanılan fazla para buralara gidiyor. Puro fabrikasında çalışan işçi az maaş alıyor ama kendi fabrikasına kazandırdığı para sayesinde de ne hastaneye ne de ilaçlara para vermiyor. Devlet pek çok hizmeti ücretsiz verip asgari ücreti düşük tuttuğu için Küba ekonomisi ayakta kalabiliyor. Böyle söyleyince kulağa güzel geliyor, peki puro fabrikasının kazandığı paranın fazlası tamamen halkın faydasına mı kullanılıyor dersiniz? Maalesef burada büyük bir sıkıntı var ve yolsuzlukların önüne geçilemiyor. Fidel Castro’nun ölümünden sonra da yolsuzlukların arttığı söyleniyor.

Küba Mango Mağazası
Küba Mango Mağazası

İşsizlik derseniz Küba’da işsizlik diye bir şey yok, zaten eğitim kişilerin yeteneklerine göre verildiğinden herkes yapabileceği mesleğe sahip oluyor ve dolayısıyla da işsiz kalmıyor. Hal böyle olunca da Küba’da işsizlik kavramı ortadan kalkmış oluyor.

Küba Halkı

Gelir kaynaklarına bakacak olursak Küba’nın en büyük gelir kaynağı turizmdir. Yabancı yatırımcıları da ülkeye çekerek turizm gelirlerini ciddi anlamda arttırmış ancak bu durum ülkede büyük bir değişimin başlangıcı olmuş. Küba’da iş imkanlarına turizm eklenince ciddi anlamda bir gelir adaletsizliği ortay çıkmış. Örnek veriyorum; Küba sokaklarında renkli giyinmiş elinde puroyla fotoğraf çektirebileceğiniz kadınlar görürsünüz, turistin yoğun olduğu yerlerde kesinlikle böyle bir kaç kişi görürsünüz. Bu kadınlarla fotoğraf çektirmek isterseniz sizden 1 CUC isterler yani yaklaşık 1 euro ediyor. Günde bir kişi ile fotoğraf çektirse aylık kazancı asgari ücretle aynı oluyor, hatta doktor maaşına yakın oluyor. Elbette günde bir kişi değil onlarca kişi fotoğraf çektiriyor ve belki de bir günde doktorun aylık maaşını kazanabiliyorlar. Böyle olunca her ne kadar Küba’da farklı iş imkanları olsa da herkes bir şekilde turizme yönelmeye çalışıyor. Hatta bazı doktorlar bile akşamları taksicilik yaparak doktorluktan kazandıkları paranın çok daha fazlasını taksicilikten kazanıyorlar.

Küba Rejimi: Küba Yönetim Şekli

Küba anayasasında geçen bir maddede Küba’nın demokratik bir cumhuriyet olarak kurulduğu yazmaktadır. Ancak ülkede tek parti vardır ve o da komünist partidir. Anlayacağınız demokrasi sadece lafta kalıyor. Aynı zamanda anayasada Küba’nın sosyalist işçi devleti olduğu da yazmaktadır. Özetle Küba komünist rejimle yönetilmektedir. Ancak yukarıda bahsettiğim gibi turizm sonrası gelir eşitliği bozulmuş durumda; bu da Küba rejimini etkileyen bir durum. Elbette Küba hükümeti rejimi korumak için turizmde düzenlemelere gidebilir ancak şu an Küba ekonomisi için turizm çok önemli bir yerde. Anlayacağınız yukarı tükürsen bıyık aşağıya tükürsen sakal durumundalar. Zaten Raul Castro’nun açıklamaları da Küba yönetim şeklinde değişimler olacağını gösteriyor, ancak ne kadar değişecek bunu tahmin etmemiz çok zor. Hatta ben kendilerinin bile tam olarak bildiklerini düşünmüyorum. Şu an turizmden para akıyor, böyle ortalığı bulandırmadan devam edelim mantığındalar. İspanyol şirketler ağırlıklı olmak üzere yap işlet devret mantığı ile yeni oteller açılıyor, devlet buradan ciddi gelir elde ediyor. Ancak kazandığı parayı tekrardan turizme yatırıyor, tabii arada yolsuzluklar vs derken paranın bir kısmı da başka yerlere gidiyor. Yönetimdeki bu yolsuzluklar Küba’da yaşamı da etkiliyor ve halk bu durumdan gerçekten rahatsız, sıra bize ne zaman gelecek bizim şartlarımız ne zaman daha iyi olacak diye sorgulamaya başlamış durumda. Bu durum ileride çok daha büyük sorunlara yol açabilir.

Küba Suç Oranı: Küba Güvenli mi?

Kesin ve net bir cevap verelim evet Küba güvenli, hele ki bir turist için çok daha güvenli bir yer. Küba’da suç oranı gerçekten çok düşük, burada insanların çok büyük istekleri yok . Suç oranının düşük olmasındaki en büyük etken de bu diyebiliriz. Tabii istihbaratın çok iyi olmasının etkisi de büyük, Küba’da gizli bir şey yapmak mümkün değil, halkın kafasında şu oturmuş durumda “illegal bir şey yapıyorsanız ve yakalanmıyorsanız devlet yaptığınızın farkındadır ancak buna göz yumuyordur.” Devlet de büyük suçlara kesinlikle göz yummuyor, hele ki turist doğrudan gelir kaynağı olarak görüldüğü için turiste karşı işlenen suçlar hakkında çok daha hassas davranıyorlar. Anlayacağınız Küba güvenli mi sorusunu sormanızı gerektirecek ve bu konuda endişelenmenizi gerektirecek bir durum yok.

Fidel Castro; Küba Devrimi

Şimdi bunu sona bıraktım ki, Küba devrimi mi? en iyi ben bilirim diyenlerin yanlış bildiklerini de yazalım. Küba devrimi komünist bir devrim değildir, hatta Fidel Castro’nun bile komünist olmadığı söylenir. Devrim hareketi sömürüye karşı başlamıştır ve başarılı olup yönetimi ele geçirdikten sonra Fidel Castro, ABD’ye gidip görüşme bile yapmış; belki bu planın bir parçasıydı belki de tam olarak ülkeyi nasıl yöneteceklerine karar vermemişlerdi. Ancak ilerleyen dönemde sosyalist uygulamalar başladı ve ABD ile de ters düştüler. Bu ters düşmeden önce Fidel Castro’nun Küba’nın en büyük düşmanı ABD olacak dediği iddia edilir. Neden diye sorulduğunda da her devrimin büyük bir düşmana ihtiyacı var dediği de yine iddialar arasındadır.

Tüm bu gerçeklerden sonra şunu söyleyebiliriz ki; Küba’da yaşam bir çok kişinin düşündüğü gibi fantastik değil ancak yokluk için de ve zorluklarla dolu bir hayatları da yok. Ülkemiz ile kıyaslandığında ise Küba’da yaşam şartları daha iyi diyemeyiz ancak Türkiye’nin %70’inin yaşadığından daha iyi bir hayat yaşıyorlar. Siz %30’luk kısımdaysanız Küba’da yaşamın size zor gelmesi çok doğal.

2 Yorum

  1. Ulaş Üstündağ Eylül 16, 2019 at 3:10 pm - Reply

    Yazınız için çok teşekkürler. Objektif bir değerlendirme olmuş. Küba’yı seviyorum çünkü bir çok ülkeye insani yardım amacıyla birçok doktor gönderiyorlar…

    • Fatih Eylül 20, 2019 at 10:16 pm - Reply

      Yorumunuz için biz teşekkür ederiz. Küba sağlık yardımları konusunda gerçekten örnek bir ülke.