Seyşeller tam bir balayı bölgesi, gelen kişilerin çoğunun evli çiftler olduğunu görebiliyoruz ancak artık sadece balayı lokasyonu olarak anılmıyor. Bali, Phuket gibi Seyşeller de oldukça turistik olmaya başladı ve bu nedenle hem bütçeye uygun hem de sizi memnun edecek alternatiflerin sayısının fazla olduğunu söyleyebiliriz.

5 yıldızlı balayı otellerinin yanı sıra “self – catering guest house” olarak anılan yani içerisinde mutfağı olan apart daire / pansiyon sayısı da çok fazla. Biz tüm tatilimiz boyunca bu tip evlerde kaldık ve istediğimizi yiyebilme imkanımızın oluyor olması bizi çok rahat hissettirdi. Bu tip evler güvenli mi diye soracak olursanız eğer, bütçenize göre değişkenlik gösterebilir diyebilirim. Çünkü her pansiyonun önünde güvenlik olmuyor ya da bazıları çok ara sokaklarda, önünden bir araba bile geçmiyor. Zaten adaya gittiğinizde de göreceksiniz en geç 20.00’den sonra hayat bitiyor ama üzülmeyin gün çok erken başlıyor. :) 06.00 gibi de herkes sokakta.

Bizim aşağıda size detaylarını anlatacağım otel / pansiyonları seçmemiz yaklaşık 2 günümüzü aldı. Çok detaylı inceledik, nereye yakın etrafında ne var gibi. Bu konuda Google Maps iyi ki var diyebiliriz. Oraya gitmeden gitmiş gibi hissettirdi bizi. :) Nasılsa araba kiralayacağız, istediğimiz gibi demeyin. Yürüyerek de gidebileceğiniz yerlerin olduğu lokasyonları seçmenizde fayda var. Bazen arabayla çıkmaya bile üşenebiliyor insan.

Praslin’de Nerede Kalınır?

Öncelikle bölgeye karar vermeniz gerekiyor. Bunun için de bence en önemli kriteriniz denizin dalga durumu olmalı. Çünkü Seyşeller’in tüm adaları genelinde öyle bir dalga olabiliyor ki bırakın yüzmeyi ayağınızı sokmak bile tehlikeli olabilir. Dalga durumu kriterinden sonra bizim için önemli olan etrafında market var mı, ana caddede mi, otelin yorumları nasıl, temiz mi ve son ama kritik olan sorulardan biri balkonu var mı? :) Çünkü şöyle düşünün akşam 20.00’den sonra otel gibi bir yerde kalmıyorsanız mecbur eve döneceksiniz ve odada tıkılıp kalmaktansa bizim gibi Spotify’dan güzel bir yaz şarkısı açıp balkonda çayınızı kahvenizi içebilirsiniz.

Bu kriterlerde size gözümüz kapalı L’HIRONDELLE’yi öneriyoruz. Côte d’Or bölgesinde yer alan bu apart pansiyon içerisinde kendine ait mutfak ve balkon var. Mutfak için tuzunuza kadar sağolsunlar bırakmışlar ve o kadar yardımseverler ki ne rica etseniz hemen yapıyorlar, rezervasyon yapmamıza bile yardım etmişlerdi. En güzel yanlarından biri ise sahille arada sadece yolun olmasıydı. Gece dalga sesleriyle uyuyup gündüz dalga sesleriyle uyandık. Ayrıca 20 metre ilerisinde otobüs durağı var. Araba kiralamayacaksanız bu da çok önemli bir kriter.

Seyşeller Praslin Otel

Côte d’Or bölgesinin bir diğer avantajı da adanın her yerine ulaşımının kolay olması. Hem kiralık araçla hem de otobüsle istediğiniz her yere kısa süre içerisinde varabilirsiniz. En vurucu yeri burası ancak Seyşeller’in her yeri pahalı. Gecelik konaklama 2 kişilik 150 € civarında. :( Ama orada yaşlanmak isteyecek kadar da güzel..

Biz balayı çiftiyiz ve bütçemizde inanılmaz iyi diyorsanız sizin için direkt olarak Constance Lemuria Resort‘ü öneririz. Anse Georgette plajında yer alıyor ve Constance farkını konuşturuyor. Şu andaki kişi başı fiyatı 4.700 TL. :)

La Digue’de Nerede Kalınır?

Diğer Seyşeller yazılarımızda anlattığımız üzere La Digue küçük bir ada, motorlu taşıtla ulaşımı yok ve bu nedenle ana yol üzerinde ve mümkünse merkeze doğru konaklamanızı öneririz. Bizim kaldığımız yerin etrafında restaurantlar vardı ve çok hızlı istediğimiz yere yürüyerek gidip gelebiliyorduk. La Kaz Safran’da konakladık. Burada ön tarafa bakan büyük odalarda konaklarsanız rahat edersiniz. Geceliği 2 kişi 125 €. İçerisinde sabah kahvaltısı da var. Küçük bir apart zaten, odaların olduğu katta mutfak var. Sahibi bizzat sabah gelip taze sıkma portakal suyu ile tost, omlet gibi kahvaltılar hazırlıyor. Yumurta yemeniz de fayda var, enerji lazım bisiklet sürmek için. :)

La Digue adasının içlerinde de self-catering house ya da sadece konaklamalı yerler var ancak merkeze yakınlığı nedeniyle bu bölgeyi seçmenizde fayda var. Çünkü ıssız bir ortamda ve karanlıkta bisiklet kullanmanız zor olabilir. Sokaklarda aydınlatma yapacak herhangi bir lamba olmadığını da hatırlatayım. :)

Mahe’de Nerede Kalınır?

Mahe hem deniz hem de kültür gezisi yapmak üzere 2’ye ayrılıyor. Kültür gezisi yapacaksanız Victoria‘da kalmanızı öneririz. Bunun için de size Hilltop Boutique Hotel’i öneriyoruz. İsminden de anlaşılacağı üzere bayağı bir tepede olan bu otele giderken valizlerle toplu taşıma kullanmamanızı öneririz. Ancak Mahe’yi tepeden görüyor, çalışanları çok yardımsever; düşünün bizi aracımıza kadar uğurladı, bir su dökmediği kaldı. :) Otel ve odaları çok temiz. Yürüyerek de 10 dk.da Victora merkeze ulaşabiliyorsunuz. Aynı zamanda Beau Vallon Beach’e de çok yakın. Otobüsle bu güzel koya da gidebilirsiniz. Bu nedenle biz yine gitsek yine bu otelde konaklarız.

Benim için deniz önemli, her gün doyasıya yüzmek istiyorum diyorsanız da Beau Vallon Beach ya da Port Launay bölgesini tercih edin. Her 2 bölge de hem yıldızlı oteller hem de apart pansiyonlar mevcut. Bütçenize göre yine gecelik 150€’dan başlayan fiyatlarla konaklama yapabilirsiniz. Hangisi daha güzel derseniz – göreceli olmakla birlikte – beni Port Launay sahili çok etkilemişti. Hem buğulu, puslu sisli dağların arasında kalmış hem de inanılmaz derecede renkli bir su altına sahipti. Onun fotoğraflarını hemen aşağıya ekliyorum. Detaylar için Seyşeller Plajları yazımıza göz atabilirsiniz.

port launay plajı mahe seyşeller port launay plajı mahe seyşeller

Güzel, huzurlu bir tatil geçirmeniz dileğiyle.. Seyşeller bunun için size çok iyi gelecek, eminiz. :)