Yılbaşı filmlerinde gördüğünüz sokakları karlarla kaplı kasabalar vardır ya, Bansko tam olarak öyle bir yer. Omzunda kayak takımları ve bir elinde sıcak şarabıyla dolaşan insanlar. Otelden çıkıp kaymaya başlayabileceğiniz muhteşem pistler ve renkli bir gece hayatıyla kış tatili için mükemmel bir yer.

Bulgaristana gitmeden önce Türkiye’de bulunan pek çok kayak merkezini görmüştük ama Bansko kayak merkezini gördükten sonra biz daha önce kayak merkezi görmemişiz diye düşündük. Acı ama gerçek, istediğinizle kıyaslayın; Uludağ, Kartalkaya, Palandöken, Erciyes, Davraz ya da diğerleri Bansko’nun yanında çocuk parkı gibi kalıyor. Yani acımasız olmayayım, her zaman Bansko’ya gidemeyeceğimiz için yine Türkiye’deki pistlere kalacağız diyorum ama Türkiye’deki bütün kayak merkezlerini toplayın; Bansko kadar olmaz.

Bansko’ya kışın gidilir diyerek bu sorudan sıyrılmak istiyoruz.🙃 Şimdi Türkiye içinde bir kayak merkezine gidince yeteri kadar kar olmasa da şömine başında oturur keyif yaparız, biraz temiz hava alırız diye düşünebilirsiniz. Ancak söz konusu ülke değiştirmek olunca risk almak o kadar da kolay değil, Bansko’ya gidip kayak yapmadan dönmeyi kimse istemez. Anlayacağınız Bansko’ya ne zaman gidilir sorusuna cevap vermek çok riskli, burada genel bir tarih vermemiz de mümkün değil. Her yıl her şey değişiyor, sezon bazen 1 ay geç açılabiliyor ya da bir yıl Şubat en iyi dönem olurken ertesi yıl yoğun yağıştan pistler kapanabiliyor.

Bansko en erken aralık ortasında sezonu açıp, en geç 15 mayısta kapatır. Ocak ortasına kadar tat verme ihtimali düşük. Hatta bazı sezonlar o kadar kurak geçiyor ki ocak sonuna kadar keyif vermiyor. Tabii güzel bir yağış denk gelir en güzel dönemini de yaşar ona bir şey diyemeyiz. 15 marttan sonra güneşli günlere denk gelirseniz çok keyifli olur ama havalar erken ısınırsa karların erime riski var. Yine de aralık ya da ocak ayında risk alıp gelmektense mart ayının sonunda gelmek daha mantıklı. En azından ödülü büyük olur ve güneşli havada kayak yaparsınız. En risksiz dönem şubat diyebiliriz, bazı günler yoğun yağış olursa pistler kapanabilir, öyle 2-3 günlük kısa program yapmamaya bakın ki kayak yapmadan dönmek zorunda kalmayın. Tabii biz burada en kötüyü söylüyoruz yani bu ihtimaller olduğunu bilin.

Sonuç olarak Bansko’ya ne zaman gidilir sorusuna cevap aramayı bırakın deriz. Eğer Bansko’ya gitmeye karar verdiyseniz yapılacak şey belli; erken plan yapmayacaksınız ve yağışları takip edeceksiniz. Zor gelirse bizi de takip edebilirsiniz 🤗 zaten biz yağışları takip edip önemli bilgileri Instagram sayfamızdan paylaşıyoruz, takip etmek için tıklayın!

Bansko Pistleri güzel olmasına güzel de küçük bir sorunumuz var o da Bulgar vizesi. Eğer Yeşil Pasaport sahibi değilseniz Bulgaristan’a giriş için vize şart. Maalesef Bulgaristan Schengen Vizesi vermiyor; yani daha sonra başka bir yerde kullanma gibi bir şansınız olmuyor. Bulgaristan Vizesi 60 Euro ve VFS ile başvuru için de 25 Euro ücret ödemeniz gerekiyor, yani vize 85 Euro’ya gelmiş oluyor. Eğer geçerli bir schengen vizeniz varsa şanslısınız, ayrıca Bulgaristan Vizesi almanıza gerek kalmıyor ancak daha önceden vize aldığınız ülkeye giriş yapmış olmanız gerekiyor. Örneğin Yunanistan’dan Schengen Vizesi aldınız, buraya giriş çıkış yapmanız lazım ya da Yunanistan üzerinden Bulgaristan’a gitmeniz lazım. Özetle sadece Bulgaristan’a gitmek için başka ülkeden Schengen Vizesi alma gibi bir şansınız yok. Bizim Bansko’ya daha sık gidemememizin en büyük sebebi bu, vizeye vereceğimiz para çok gereksiz oluyor.

Havayolu ile karayolu arasında bir tercih yapmak gerekirse bizim tercihimiz karayolu olur. Hem çok rahat hem de süre olarak çok bir şey farketmiyor. Evet, biraz daha uzun gibi gözüküyor ancak havaalanına gidiş süresi, erken gidip orada bekleme süresi, indikten sonra valizin gelmesi ve otele transfer derken neredeyse aynı hesaba geliyor, bir de rötar durumu olursa daha bile uzun sürebilir. Karayolu için de kendi aracınızla gitmek alternatiflerden bir tanesi ancak araçla yurtdışına çıkabilmek için yapmanız gereken bazı işlemler ve masraflar var. Biz otobüsle götüren bir turu tercih ettik; E5 üzerinde belirli noktalardan toplayarak gitti ve bir baktık sınıra gelmişiz, hızlıca Pasaport kontrolünden geçtik, uyuduk, uyandık, mola verdik derken bir baktık Bansko’ya gelmişiz. Böylece uykusuz kalmadık ve yorgunluk da olmadı, biz de aynı gün piste çıkabildik.

2014 kış olimpiyatları adaylarından biri olması Bansko’yu bugünlerine getirdi desek çok doğru olur. Pistler ve tesis olimpiyat sebebiyle yenilenmese dünya çapındaki bu pistler ortaya çıkmayacaktı. Avrupadaki en dik pistlere sahip olan ve Pirin dağı‘nın eteklerinde yer alan Bansko’da kolay (mavi), orta (kırmızı) ve siyah (zor) pistlerin sayısı oldukça fazla. Pistlere ulaşabilmek için öncelikle kasabanın merkezinden Gondol ile Dağa çıkmanız gerekiyor, bu yolculuk yaklaşık yarım saat sürüyor. Gondol’un girişinin olduğu yerde ski-pass alabileceğiniz gişeler bulunuyor, yarım gün ya da tam günlük seçenekler mevcut. Uzun süreli de satılıyor ama herhangi bir fiyat avantajı yoktu, o yüzden biz günlük aldık. Yalnız ilk gün geç gittiğimiz için yarım günlük almıştık. Skipassinizi aldıktan sonra bütün kayak merkezi sizin, öyle yalnızca şurada geçer falan gibi bir durum yok. Hem Gondol hem de kayak merkezindeki tüm telesiyejlerde skipassinizi kullanabiliyorsunuz.

Bansko oldukça büyük bir kayak merkezi ve pist sayısı da bir o kadar fazla ancak bu pistlerin merkezine giden yol Gondol olduğu için sabah geç kalırsanız çok fazla sıra beklemek zorunda kalabilirsiniz. Taksi ya da servislerle gitme imkanı da var ancak Gondol çok daha rahat olduğu için güne biraz erken başlayıp sıra beklemeden Gondol’a binmek en mantıklı tercih. Zaten kendinizi pistlerin olduğu bölgeye attıktan sonra diğer telesiyejlerde sıra bekleme gibi bir problem olmuyor çünkü alternatif pist sayısı çok fazla.

Bansko’da 20 km kolay, 25 km orta ve yaklaşık 4 km zor olmak üzere 49 km pist var. Bağlantı ve kayak yollarını hesaba katarsak 70 km’ye kadar çıkıyor. En uzun pist 16 km, pistin zorlu ve dik yerleri olsa da büyük bir kısmı ski road dediğimiz neredeyse sıfır eğimli pist bölümleri. Bansko’nun zirvesine çıkmak için Gondolun son istasyonunda indikten sonra sırasıyla Banderitza 1 ve Banderitza 2 telesiyejlerine binmeniz gerekiyor. Zirveden inen Banderica pisti kırmızı yani orta zorlukta bir pist. Yaklaşık 5 kilometrelik keyifli bir pist olduğunu söyleyebiliriz. Hemen yanında bulunan Balkaniada pisti de 3 kilometrelik güzel bir pist. Bu pistin sonuna kadar inerseniz Todorka telesiyeji ile yukarı çıkabilirsiniz ama tam zirveye kadar çıkmıyor.

Plato 1 ve Plato 2 pistleri biraz daha kolay, oldukça geniş ve keyifli pistler ama biraz kısa; 1750 m civarı uzunlukları var. Ancak durmadan Shiligarnik pistlerinden devam ederseniz 4,5-5 km kadar kayabilirsiniz. Ayrıca bu bölgedeki kafe ve restoranlar da güzel.

Bansko’nun en zor pisti ise Tomba. Yüzümüze tokat gibi çarpan bir pist desek yeridir. 😀 Türkiye’de bulunan kayak merkezleri dışında bir yer görmediyseniz siz de bizim yaşadığımız duyguyu yaşayacağınıza emin olabilirsiniz. Şimdi Banderitza’dan inip Tomba’nın başlangıcına gelince bumuymuş ya indiğimiz yer daha dikti nasıl siyah pist bu falan diye düşünüyorsunuz. Kaymaya başlıyorsunuz böyle ortalarına gelene kadar tatlı tatlı gidiyor ama oradan sonra eğim iyice artıyor. Sonrasında durmak yok ya kayarak ya da yuvarlanarak ineceksiniz. 😆 Bu arada şanslıysanız pist buzlanmamış olur ama unutmayın çoğu zaman buzlanıyor. Pistin uzunluğu yaklaşık 2500 m ve önemli yarışmaların büyük çoğunluğu burada yapılıyor. Kendinize güveniyorsanız kesinlikle şans verin biz çok sevmiştik ama iyi seviyede değilseniz risk almayın.

Pistler ve tesisler bu kadarla sınırlı değil ama bizim en sevdiklerimiz bunlar. Aşağıya pist haritasını da ekledik ona bakarak farklı pistleri de deneyebilirsiniz. Yalnız Bansko’nun kırmızı pistleri Türkiye’nin siyah pistleri gibi, bunu hesaba katmayı unutmayın.

Evet, Bansko kesinlikle ucuz bir yer ancak maalesef Türk Lirası, Bulgar Levası karşısında bile değer kaybediyor. Böyle olunca da o ucuzluk bize olması gerektiği gibi yansımamış oluyor, yine de fiyat fayda dengesine bakarsanız, pistlerini ve otellerini düşündüğünüz zaman Türkiye’den daha ucuz bir kayak merkezi. Yalnızca yukarıda da bahsettiğimiz gibi vize problemi var, bu olmasa kesinlikle daha sık gideceğimiz bir yer.

Türkiye’de Kayak Merkezi demek bir kaç tane otelin bulunduğu dışarıya kapalı bir yer demek ancak Bansko bunlardan çok daha farklı bir yer. Bansko; otellerin, restoranların, mağazaların, marketlerin ve diğer her şeyin olduğu bir kasaba ve bu kasabadan dağa çıkan bir Gondol aracılığı ile pistlere erişebiliyorsunuz. Bu sayede konaklama için de çok fazla alternatifiniz oluyor, pansiyon tarzı yerlerde kalabileceğiniz gibi 3-4 yıldızlı otellerde de kalabilyorsunuz. Biz Strajite Hotel‘de konaklamıştık, gayet güzel bir yerdi; odalar vs yeniydi ve kayak odası tam anlamıyla muhteşemdi, ayrıca Gondol çok yakın olmasına rağmen otelden servis vardı, kayak botları ile yürümek zor olduğundan çok işimize yaradı. Bizim memnun olmadığımız tek şey yemekleriydi, o yüzden akşam yemeklerinde dışarı çıktık, gerçi iyi ki dışarı çıkmışız diyoruz; çünkü gerçekten çok güzel restoranlar var.

Biz kahvaltıyı otelde, öğle yemeğini dağda ve akşam yemeğini ise farklı restoranlarda yedik.

Kahvaltı

Dünyanın neresine giderseniz gidin genellikle en kolay öğün kahvaltı oluyor, en kötü ihtimalle kızarmış ekmeğe tereyağı sürüp karnınızı doyurabilirsiniz. Burada da kahvaltı çok güzel değildi ancak karnımızı doyurabilecek bir şeyler bulabildik. Yalnızca siyah çay yoktu, onun eksikliğini hissettik, siz de bizim gibi çaysız yapamıyorsanız yanınızda sallama çay götürebilirsiniz.

Öğle Yemeği

İki seçeneğiniz var ya yanınızda bir şeyler götüreceksiniz ya da pistlerde bulunan cafelerde yiyeceksiniz. Gondol’un yarım saat sürdüğünü hesap ederseniz sabah gidip akşam dönmek için zaten 1 saatiniz bu yolda geçiyor. Bir de öğlende merkeze dönüp 1 saat daha harcarsanız gününüzün 2 saati boşa geçeceğinden merkezdeki restoranlarda ya da otelde yemek bir seçenek olmaktan çıkıyor. Zaten ihtiyaç da yok, neredeyse her pistte güzel bir cafe var ve yemeğinizi yiyip sıcak şarabınızı içerek keyif yapabilirsiniz.

Akşam Yemeği

Amaç yalnızca karın doyurmaksa otelde de bir şekilde geçiştirebilirsiniz, biz hem yemek hem de vakit geçirmek için dışardaki restoranlara gittik, pişman da olmadık;

Chevermeto

En memnun kaldığımız yer diyebilirim, yemekler, müzik ve garsonların ilgisi gayet iyiydi, fiyatlar da diğer gittiğimiz restoranlarla aynıydı. Etin hangi çeşidini yerseniz beğeneceğinize şüpheniz olmasın, zaten Bulgaristanda genel olarak etler lezzetli, yerlisine sebebini sorduğumuzda hayvancılık yapanların yem almaya paralarının olmadığını bu sebepten de hayvanların doğal beslendiğini söyledi. Etin yanında ev yapımı şaraplarını da denemenizi şiddetle tavsiye ederiz. Konum olarak Gondol bölgesine biraz uzak ancak özel araçla gelip otelinizden alıyorlar ve siz istediğiniz zaman da otelinize bırakıyorlar. Aşağıda sizin için kartvizitini ekliyoruz, arayıp araç çağırabilirsiniz.

Obetsanova Mehana

Oldukça kalabalık ve neredeyse müşterilerinin çoğu Türk, ankaranın bağları falan çalıyor 🤣 kendinizi Türkiye’de hissedebilirsiniz. Genel anlamda fena bir yer değil ancak garsonlar hesabı şişirmek için sürekli bir şey getirmek istiyorlar ve çok ısrarcılar. Yemekler lezzetli ancak Banskoya gittiğimde buraya uğrayacağımı zannetmiyorum. Hesap aşağıdaki gibi geliyor, herşeyin özeti gibi 😬

Buraya gitmek isterseniz yine özel arabayla sizi alıp akşam da otelinize bırakıyorlar, aşağıdaki kartvizitte bulunan numaradan arayıp araç isteyebilirsiniz.

La Skara

Gondol bölgesinde kalıyorsanız yürüyerek ulaşabileceğiniz bir yer, konsept ocakbaşı ve canlı müzik var. Biz biraz erken gittiğimiz için ocakbaşı faslına yetişemedik ama yine de keyifliydi. Bu arada fiyatları da ortalama.

Günlük ski-pass 35 € ve yarım günlük 25 €, Türkiye’deki kayak merkezleri ile kıyaslandığında ski-pass fiyatları aşağı yukarı aynı, tabi pist kalitesini düşünürsek Bansko Ski-Pass Fiyatları‘nın ucuz olduğunu bile söyleyebiliriz.

Bana kalırsa Bansko’ya gelmeden öğrenmeniz çok daha doğru olur çünkü Bansko Kayak Dersi Fiyatı 50 €, tabi bu 1 saatlik ücret, Euro olunca maliyet büyüyor o yüzden en doğrusu Türkiye’de öğrendikten sonra gitmek ve Bansko Pistlerinin tadını çıkartmak.

Bulgaristan’ın gece hayatı meşhur, Bansko da bundan nasibini almış. Her türden bar ve casino bulmanız mümkün. Gondol’un başladığı yerde Happy End adında bir mekan var ve kayak sonrası tercih edilebilecek bir yer, tabii yalnızca akşamları değil gündüz de hareketli bir yer, tüm gün masaların üzerinde dansçı kızları görebilirsiniz.