Nostaljik tramvayı, Arnavut kaldırımlı taş sokakları, Gotik mimariye sahip kiliseleriyle Lviv’e geldiğinizde kendinizi başka bir zamanda hissetmeniz mümkün. Şehir sanki en az 100 yıl gerideymiş gibi hissettiriyor size. Çünkü neden? Hiçbir şey bozulmamış ve Ukrayna halkı bu şehre sahip çıkmış.

Ukrayna dilinde aslan anlamına sahip olan Lviv, Unesco Dünya Mirasları listesine girmiş bir şehir. Tarihi boyunca da farklı toplumlar ve imparatorluklar görmüş, hepsi de ardından izler bırakmış. Haydi hep birlikte bu güzel şehri keşfedelim.

Lviv’i aramızda hiç bilmeyen ya da duymayan olabilir. O zaman “Lviv Nerede?” ile başlayalım. Lviv Ukrayna’nın batısında yer alan tarihi bir şehir. Nüfusu yaklaşık olarak 860.000, bunun %88’i ise Ukraynalı. Kalanları ise Ruslar ve Polonyalılardan oluşuyor. Nüfus açısından 7. büyük şehri de olsa tarihi ve turistik açıdan baktığımızda bence 1. ve 2. sıra arasında gidip gelir. Birinci sıra kuşkusuz ki Kiev, ardından Lviv ve Kharkov geliyor. Lafı gelmişken Kiev yazılarımızı merak edenler için Kiev Gezi Rehberi linkimizi bırakıyorum.

Türk erkeklerinin ilk akıllarına gelen cevabı bir kenarda bırakarak neden sorusunun cevabını verelim. Çünkü Avrupa şehirlerine kıyasla çok ucuz ve kültür-yeme içme turu sevenler için de çok ideal bir şehir. Düşük bütçelerle; eğlenceli, bol yürüyüşlü ve güzel yemek yiyebileceğiniz bir tatil yapmanız mümkün. 2-3 yıl önce daha da ucuz olduğu söyleniyor. Şimdi talebin artmasıyla fiyatlara bir miktar artış yansımış olsa da, o yemekleri tatlıları burada yemek isteseniz daha pahalıya gelir, emin olun.

Şu anda özellikle Türkiye’den yapılan direk uçuşların artması ve Türkiye ile arada vize olmaması nedeniyle Türk vatandaşlarından da oldukça yoğun bir talep alıyor.

Bir de Lviv gerçekten hem sabah hem akşam hem de gece geç saatlerde hareketli bir şehir ve gördüğümüz kadarıyla güvenlikli de. Her saatte sokaklarda birilerini görmeniz mümkün. Gece kulüpleri deseniz onlar zaten sabah 7.00’den önce kapanmıyor. Gece kulüplerinin haricinde sayısız kafe, restaurant ve bar tarzı yerler de var. Çok soğuklarda gitmiyorsanız bunların hepsinin dolu olduğunu göreceksiniz. :)

Genelde haftasonu kaçamağı olarak gidin denilse de bu şehrin hakkını vermek için en az 2 gece kalmanızı, yürüyerek tüm sokaklarını keşfetmenizi, müzelerini ve kiliselerini dolaşmanızı tavsiye ederim.

Ben 1-2 tane kilise görsem, sokaklarda şööyyle bir yürüsem diyorsanız 1 gecelik bir konaklama da gayet yeterli olacaktır.

Şehrin en güzel, işlek ve turistik noktası Old Town bölgesi. Otelinizi bu bölgeden seçmeniz her an her yere hızlıca yürüyerek ulaşmanızı sağlayacaktır. Hatta Rynok Square yakın seçerseniz ihtiyacınız olabilecek her şeye hızlıca ulaşma imkanına da sahip olursunuz. Lviv otel fiyatları 300 ile 750 TL arasında değişiyor. Tabii çok daha lüks ve pahalı Lviv otelleri olduğu gibi daha ucuz ve kalmak istemeyeceğiniz oteller de var. Merkeze yakın, temiz, güvenli ve kalınabilir bir yer arıyorsanız otel fiyatları vermiş olduğumuz aralıkta kalacaktır. Bizim kaldığımız otel Danylo Inn‘di. 2 kişi 3 gece konaklama için yaklaşık 1.200 TL ödedik. Otel aslında eski bir binaymış, altında 3. nesil kahveci, Roshen çikolatacısı ve restaurantlar yer alıyor. Odalar temiz ve görevliler ilgiliydi. Biz oldukça memnun kaldık. Konumu itibariyle de tüm Lviv’i yürüyerek keşfedebildik. Size de bu oteli öneririm.

Airbnb’de de oldukça güzel, kiliselere yakın, tarihi binalarda evler var. Biz Ukrayna’nın hangi şehrine gidersek gidelim otel tercih etmemeye çalışıyoruz. Sovyet binalarında konaklamak çok daha cazip geliyor.

En ideal dönemi ilkbahar – sonbahar dönemi. Kışın termal içlik giymeden dolaşmanız çok zor, bir de sürekli kafeye gir üstünü çıkart, sonra çıkarken tekrar giyin. Sürekli bir mont, eldiven, şapka trafiği var. En güzeli ve rahatı bizce bahar dönemleri. Biz de Eylül başında gitmiştik. Gündüzleri t-shirtle gece ise ince bir hırkayla çok rahat bir tatil geçirdik. Ben Christmas göreceğim, ışıl ışıl yeni yılı karşılayan sokaklarda dolaşmak istiyorum diyorsanız valizinizde içlikler, kalın çoraplar, şapka ve eldiven için yer ayırmayı unutmayın. :)

Herkesi almıyorlar belki ama bir uçaktan en az 30 kişiyi alıyorlar. Her ne kadar Türkiye’de çipli kimliklerle girebiliyor olsak da çok seçici ve dikkatli davranıyorlar. Tabi elemeyi neye göre yaptıkların dair en ufak bir fikrimiz olmasa da 1-2 tahminimiz var.

Grup grup gelen erkekler bir kere kenara alınıyor. Bazen içinden birini sınırdan geçirip kalanlarını bırakıyorlar. Saçınız sakalınız darmadumansa ki onlar bu konuda oldukça dikkatliler kenara alabilirler. Sınır polisinin önünde birebir pasaporttaki halinizle ve ciddi olmanızda fayda var. Dönüş biletiniz, kalacağınız otel rezervasyonu hepsi de elinizde hazır olsun ki sorduklarında hemen gösterebilin. Bizim girişimizde hepsini sordular. Hatta bana ilk kez mi geldiğimi sordu. Gözümün içine bir baktı, sonra geçin dedi. Az daha gidiyorduk. :)

Duyduğumuz kadarıyla da pasaport odası için baya bir bekletiyorlarmış. Son dönemde arz – talepten dolayı kontroller de oldukça artmış.

Keşke bu soru akıllara hiç düşmeseydi ama şu anda Türkiye’de ne kadar olma ihtimaliniz varsa Lviv’de olma ihtimaliniz de o kadar. Çernobil bölgesine gitmediğiniz sürece bir etkisinin olmadığı söyleniyor. Zaten HBO’nun Çernobil dizisinden sonra da Ukrayna’ya giden turist sayısında da oldukça artış olduğunu biliyoruz. Direk Çernobil için tur yapıyorlar, daha ne olsun ki.. Bilmeyenler için de bir not: Nükleer santral patlamasında doğaya salınan uranyumun yok olması milyonlarca yılı bulmaktadır. Hal böyle olunca ağaçları söküp üzerine beton dökmekle ya da 30 yıl geçti artık bir şey kalmamıştır demekle olmuyor..

Ama dediğimiz gibi Lviv de elbette Türkiye gibi o dönemde etkilenmiştir ancak şu anda gitmenize engel bir durum yok.

Kesinlikle Lviv’in kahvesi meşhur, sakın kahve içmeden dönmeyin. :) Türkiye’de olduğu gibi orada da 3. nesil kahveciler olukça fazla. Ancak Lviv Croissants, Lviv Coffee Manufacture, Atlas, Svit Kavy, Lviv Handmade Chocolate gibi çok leziz kahve içip tatlı yiyebileceğiniz daha büyük çaplı yerler de var. Kahve çeşitlerinin fiyatı ise 1-2 € , tatlı fiyatları ise 3-5 € arasında değişiyor.

Türkiye’de 300 TL hesap ödeyebileceğiniz bir yemek düşünün; ortada illa ki bir steak falan afilli birşey vardır. Lviv’de ise buna sadece 50 TL verirsiniz. Orada da Nusr-et’imsi şovlar var. Hatta Meat & Justice‘e giderseniz işkence aletlerinin olduğu, gönüllülerin kırbaçlandığı bir restaurantta yemek yeme fırsatı bulabilirsiniz.

Lviv’de normal restaurantlara ek olarak Meat & Justice’de de olduğu gibi konsept restaurant sayısı da oldukça fazla. Bu restaurantlarda yemek tadından ziyade şovlara ve mekanın ambiyansına önem veriliyor. Aşağıda size nerede yemek yiyebilirsinizi değil nerede yemeniz gerektiğini söylemek istiyoruz. Biraz daha detaylı bir rehbere ihtiyacınız olursa Lviv Yeme-İçme Notları yazımız için tıklayın.

1- Mons Pius

Bu restaurantta dikkat etmeniz gereken şey; etlerin 100 gr. fiyatları menüde yazmaktadır. Sizin söyleyeceğiniz bir et ortalama 200 gr. gelecekse fiyatı 2 ile çarpmayı unutmayın. New York Steak 100 gr. 170 Grivna, salatalar ortalama 140 Grivna, lokal bira 52 Grivna, cheesecake ise 70 Grivnadır. Kesinlikle etlerinden ve tatlılarından denemelisiniz. Cheesecake favorimiz.

2- Meat & Justice

Burası konseptle güzel yemeği buluşturan nadide yerlerden biri. İçeriye girmek için sıra beklemeniz gerekebilir. Tahta masa ve odun kütükleri üzerine oturarak yemeğinizi yiyeceksiniz. Etrafta bazı işkence aletleri de mevcut. Hatta gönüllü olanları işkence sandalyesine bile oturtuyorlar. :) Burada ana yemek olarak T-Bone ya da Ribeye yemenizi öneririz. Gramajları 400 – 450 arasında değişiyor. Fiyatlar ise ortalama 350 Grivna. Et dışında burada yediğimiz baked potato da gayet güzeldi, fiyatı 48 Grivna. Cola gibi soft içeceklerin fiyatı ise 30 – 35 Grivna arasında, bira ise ortalama 50 Grivna. Özetle Lviv’de bira içmek daha ucuz. :)

3- Champagneria

Burada yediğiniz pide aynı Trabzon pidesi. Sanki bizim pide kalkıp denizi yüzüp geçmiş gibi. :) Mantısı Özbek mantısına benziyor. Kocaman, içi ise seçeceğiniz et ya da peynirle dolu. adet fiyatı 25 Grivna. Sakın gaza gelip çok söylemeyin, çünkü gerçekten büyük. İsmi Khinkali olarak geçiyor. Khachapuri ise bahsettiğin Trabzon pidesi görünümlü pizza. Terayağı gözünüzde canlanmasın, hiç öyle yağlı değil. :) Bunun fiyatı ise 180 – 210 Grivna arasında değişiyor. Champagneria‘nın bir diğer güzel yanı da birbirinden farklı şampanya çeşitlerinin olması. İçine bir de ahududu koyuyorlar, tam poz vermelik. :)

4- Drunken Cherry

Lviv’de likör nerede içilir sorusunun cevabı; Lviv’in hatta Ukrayna’nın meşhur vişne likörcüsü burası. O kadar sevimli bir yer ki mutlaka görmelisiniz. Zaten Lviv’deki dükkanların önünde kuyrukların olduğu tek yer burası. Rynok Meydanı etrafında 2 dükkanı var. İçerisinde vişne likörlerinin bulunduğu fıçılar var. İsterseniz kadeh isterseniz şişe alıp dükkanın önündeki ayaklı masalarda içebilirsiniz. Öyle likör deyip de geçmeyin bu arada, sağlam alkolü var. Gece geç saatlere kadar da açık. 1 kadeh 40 Grivna. 500 ml. ise 220 Grivna, biz şişe alıp dışarıda içmeyi tercih ettik açıkçası. İçeride ayrıca hediyelik küçük likör şişeleri de bulunuyor. Bunlardan havaalanında da var. Ama bir miktar daha pahalıydı.

5- Cukor

Tam olarak kahvaltının ve güzel kahvelerin adresi diyebileceğimiz bir yer burası. Kesinlikle orjinal bir menü; özellikle avokado ve çırpılmış yumurtayı bu zamana kadar ilk kez bir ekmeğin üzerinde yiyen bizler için oldukça farklıydı. Porsiyonları ise oldukça doyurucu; kahvaltıya kişi başı ortalama 5€, kahveye de 2€ verirsiniz. Servisi de hızlı ve temiz, biz 2 gün üstüste kahvaltıya buraya geldik. Alttaki resimde odakta olan mascarpone peyniri, yoğurt ve meyvelerken (eğer denk gelirseniz menüdeki ismi cheesy easy) hemen sağda avokadolu müthiş bir lezzet (avo morning) yer alıyor.

Mağaza isimleri, menülerin büyük bir kısmında hep Kiril alfabesi göreceksiniz. Bu nedenle telefonunuzda bir çeviri uygulamasının olması sizin hayatınızı kolaylaştıracaktır. Okumaya çalışması çok zevkli ama zor. Gitmeden önce kahve, restaurant nasıl yazılıyor bir bakın ki göz aşinalığı da olsun. :)

Lviv gerçekten çok düz bir şehir, tam yürümelik. Tüm şehri yürüyerek gezmeniz mümkün. Hatta çok fazla bisiklet kullanan insan da göreceksiniz. İngiltere gibi bisiklet günlük hayatın bir parçası haline gelmiş. Kiliselerin, restaurantların olduğu caddeler sadece yaya trafiğine açık olduğu için gününüzün büyük bir kısmı yürüyerek geçecektir. Buna göre yanınıza rahat kıyafet ve ayakkabı almanızı öneririz.

Havaalanından çıkmadan ücretsiz wi-fi ya bağlanarak Uber çağırabilirsiniz. Yaygın bir Uber ağı var ve Lviv’de her yer birbirine yakın da olduğu için düşük bütçelerle seyahat etmeniz mümkün. Eğer 4-5 km.lik mesafede bir yere gidecekseniz Uberle hızlıca ulaşım sağlayabilirsiniz. Onun haricinde tramway, otobüs ya da troleybüs kullanabilirsiniz.